Pegasus

Pegasus CEO’su Güliz Öztürk’ten HavaSosyalMedya’ya Özel Açıklamalar

Küresel havacılık endüstrisinin en önemli buluşmalarından biri olan IATA Yıllık Genel Kurulu bu yıl Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de düzenlendi. HavaSosyalMedya olarak biz de bu etkinlikte yerimizi aldık. 

Dünyanın dört bir yanından havayolu yöneticilerinin, sektör temsilcilerinin ve otoritelerin bir araya geldiği bu platformda, Pegasus Hava Yolları CEO’su Güliz Öztürk ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Röportajın ilk bölümünde kendisine üç soru yönelttik:

1. Airbus ağırlıklı bir filoya sahip olmanıza rağmen Boeing’e yeniden sipariş vermeniz sektörde geniş yankı uyandırdı. Ancak Boeing 737 MAX 10’un hâlâ sertifikasyon sürecini tamamlamamış olması filo planlamalarınızı nasıl etkiliyor? Tüm süreç planlandığı şekilde mi ilerliyor, yoksa teslimatlarda bir gecikme öngörüyor musunuz?

Evet, Pegasus’un geçen yıl en önemli dönüm noktalarından bir tanesi aslında 200 uçaklık Boeing siparişiydi. Bu 200 uçaklık Boeing siparişinin arkasında tabii çok detaylı, 14 aylık bir çalışma yatıyor. Uçakların gelmeye başlaması 2028 yılında olacak.

Şu anda sertifikasyon süreci ilerliyor, doğru. Boeing tarafıyla da çok yakın ilişkideyiz ve biz de takip ediyoruz. FAA tarafı da FAA ile ilgili çalışmaları var, FAA de takip ediyor biliyorsunuz. Dolayısıyla sertifikasyon süreci ile ilgili şu anda bir problem öngörülmüyor. 2025 yılının sonunda sertifikasyonu almış olacak. Bizim ilk uçağı alışımız 2028 olduğu için hala daha bununla ilgili vaktimiz var. Dolayısıyla burada bizim planlarımızı değiştirecek herhangi bir durum olmadığını söyleyebilirim.

Bu arada biz 2029 yılının sonuna kadar gelecek daha 50 tane de Airbus 321 siparişimiz var. Onları da almaya devam edeceğiz, 2029 yılı sonuna kadar.

2. Pegasus’un yakın gelecekte uçmayı hedeflediği yeni ülkeler hangileri olacak? Özellikle Orta Asya ve Kafkasya bölgelerine yönelik artan ilgi dikkate alındığında, bu pazarlara dönük yeni hat ya da frekans artışı planlarınız var mı?

Bizim tabii, düzenli bir uçuş ağını genişletmekle ilgili detaylı çalışmalarımız oluyor. Çünkü her yıl yeni uçaklar katılıyor filomuza. Yani bu yıl mesela 9 uçak, geçtiğimiz sene 16 tane uçak katılmıştı filomuza. Dolayısıyla büyüyor Pegasus.

2024 yılında 24 tane yeni hat açtık. Yani son 3 yılda açtığımız hat sayısı yaklaşık 50 oldu. Dolayısıyla hala da var açmak istediğimiz hatlar. Özellikle Kafkasya’da, Türk Cumhuriyetleri’nde; Özbekistan ve Türkmenistan’a uçmak istiyoruz. Uzun yıllardır da üzerinde çalışıyoruz. Orada ikili hava ulaştırma anlaşmalarının liberalleştirilmesi gerekiyor ki biz de hem tayin olabilelim hem de frekans alarak uçmaya başlayalım. Dolayısıyla Kuzey Afrika’da, mesela şimdi Cezayir’e başlıyoruz, Türk Cumhuriyetleri’nde Ortadoğu’da düşündüğümüz yeni hatlar var. Avrupa’da da hem yeni hatlar olacak hem de ilave frekanslar düşünüyoruz, mevcutta uçtuğumuz destinasyonlar için.

3. ​Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki yeni hangar yatırımlarınız kapsamında ne tür yenilikler hayata geçirilecek? Bu yatırım, Pegasus’un operasyonel kapasitesine ve bakım süreçlerine nasıl yansıyacak?

Pegasus’un yine imza işlerinden bir tanesi evet, bu yıl başladığımız hangar inşaatlarımız. Bir değil iki tane hangar yapıyoruz. Bir tanesi üst bakım hangarı olarak çalışacak. Bir diğeri de hat bakım hangarı olarak çalışacak. İkisi de Sabiha Gökçen’de. Gerçekten uzun yıllardır istediğimiz, zaten hani 120 uçaklık bir filo için hangar olmazsa olmaz (bir projeydi). Dolayısıyla heyecanla inşaatlarımızı takip ediyoruz. Hat bakım hangarımız bu yıl sonunda devreye girecek. Üst bakım hangarımız da 2026’nın 3. çeyrek sonunda devreye girecek.

Şimdi burada önemli olan tabii önce hangarları olması gerektiği gibi bitirmek ve bu Pegasus’a elbette ki operasyonel verimlilik açısından çok önemli katkılar sağlayacak ama aynı zamanda istihdam da yaratacak bu hangarlar. Çünkü biz daha önce üst bakımımızı dışarıda yaptırırken şimdi artık önemli bir kısmını kendi hangarımızda kendimiz yapıyor olacağız. Dolayısıyla sadece inşaat faaliyetlerini takip etmiyoruz, inşaatı tamamlamakla ilgili süreçleri ve o yatırımı yapmakla kalmıyoruz. Aynı zamanda bu hangarlarda çalışacak nitelikli iş gücünü de hazırlamak, organizasyonu da hazırlamak üzerine çalışmalarımız var. Çünkü umuyorum ki dediğim gibi işte sene sonunda ilk hangarımıza, 2026’nın 3. çeyrek sonunda da ikinci hangarımıza kavuşuyor olacağız.

 

Röportajın ikinci bölümünde kendisine iki soru yönelttik:

4. İsrail medyasında yer alan haberlere göre, Pegasus’un İsrail uçuş haklarını devrettiği belirtilmişti. Oysa savaş öncesinde İsrail’e en fazla sefer yapan yabancı havayollarından biriydiniz. Bu hatta yaşanan gelir kaybını telafi etmek adına planlarınız var mı?

İsrail uçuşları 10 Ekim 2023 itibarıyla iptal olmuştu, çıkan savaş sonrasında. O günden bu yana da uçuş yapmıyoruz. Toplam kapasitemizin yaklaşık %2’siydi. Ancak işte o 2023 yılının kalanında ve 2024 yılında İsrail kapasitesini, İsrail’e olan kapasiteyi başka hatlarla karşılayabildik. Ne uçak utilizasyonundan da feda etmemiş olduk, üretimden de feda etmemiş olduk. 2025 yılında da herhangi bir uçuş planlamıyoruz.

Bir devir söz konusu değil. Zaten uçuş yapmak istediğiniz bir noktada normalde işte iniş kalkış saatlerini, iznini içeren slot alırsınız. Eğer uçuş yapmıyorsanız ilgili sezonda o zaman o slotları bırakırsınız yani. Aslında konu bundan ibaret. Dolayısıyla yani bugün geçtiğimiz iki senede de olduğu gibi yine 2025 yılında farklı destinasyonlara kaydırarak kapasitemizi yönetmeyi planlıyoruz.

5. Silikon Vadisi’nde gerçekleştirdiğiniz yatırımların önümüzdeki yıllarda Pegasus yolcularına nasıl bir katkı sağlamasını bekliyorsunuz? Bu yatırımlar müşteri deneyimini hangi açılardan dönüştürecek?

Silikon Vadisi yine 2024’ün önemli işlerinden bir tanesiydi Pegasus için. Silikon Vadisi’nde inovasyon merkezimizi kurduk ve çalışmaya başladık. Burada amacımız teknolojinin kalbinde olabilmek, yeni teknolojileri, özellikle oradaki startup ekosisteminden faydalanarak duyabilmek ve işimize, iş süreçlerimize, misafirlerimizin ürün ve hizmetlerine bu yeni teknolojileri adapte edebilmekti. Ve aynı zamanda oradaki üniversitelerle de yakın iş birlikleriyle beraber, birlikte projeler geliştirmekti.

Hakikaten daha bir yıl olmasına rağmen 400’den fazla startup’la yeni teknolojilerle ilgili görüşmeler yapıldı. Yaklaşık 30’a yakın POC başlatıldı. Şu anda 16 tane POC devam ediyor. Yani nedir bu? İşte orada var olan veya geliştirilmekte olan ve bizim de misafirlerimizin seyahatini kolaylaştıracak, hatta onların alacağı ürün ve hizmetlerde bizi farklılaştıracak, verimli kılacak teknolojileri deniyoruz şu anda.

İlk projemiz Silikon Vadisi’nden gelen, özellikle İspanyolca ve Arapça anonslardı. Bunu nasıl yaptık? Bizim Genel Müdür Yardımcımız, Uçuş İşletmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcımızın sesini klonlayarak, kendisi Türkçe konuştu 1,5 saat ve onu klonlayarak, üretken yapay zekâ teknolojisi kullanılarak şimdi uçaklarımızda anons yapılıyor İspanyolca ve Arapça.

Onun dışında özellikle çalıştığımız self-servis analitik projesi var. Yine misafirlerimizin hayatını ve seyahatlerini kolaylaştıracak, bizim operasyonlarımızı verimli kılacak farklı teknolojiler üzerinde çalışıyoruz. Gerçekten buradan takip etmek çok önemli tabii. Biz bütün dünyayı takip ediyoruz, kendi işimizi yaparken, sadece kendi sektörümüzü değil. Teknolojiyi farklı sektörler nasıl uyguluyor diye takip ediyorduk ama tabii Silikon Vadisi’nde bu işin merkezinde olmak son derece önemli.

Bir örnek de örneğin Berkeley Üniversitesi ile bir çalışma yaptık. Özellikle havacılığın, havayoluyla seyahatin geleceği konulu, oranın MBA öğrencileriyle bir proje yürüttük. Çok da güzel detaylı bir çalışma çıktı. Yine yürüttüğümüz başka bir proje var. Veri analitiği konusunda hem şirket içerisindeki ekiplerimizi hem yönetim kademesini yine Berkeley Üniversitesi’nden hocalarından eğitimler organize ettik, bu hafta o başlattık.

Şimdi Stanford’la görüşüyoruz birlikte neler yapabiliriz diye. Dolayısıyla yani teknolojiye sadece yakın olmak değil, alıp adapte etmek (amacındayız). İş liderlerinin sürekli bu yeni teknolojiyi nasıl kullanabilirim, nasıl fark yaratabilirim hem verimlilik açısından hem misafirin tercihini yönlendirmesi açısından bu konuya konsantre olmak lazım. Pegasus da teknoloji odağında (çalışmalarına devam edecek), çünkü rekabette de ayrıştıracak olanın bu yatırımlar olduğunu düşünüyorum.

İlgili Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu